Çanava’dan Lıkooğlu Hanife hala yüz yaşına gelmişti.
Bir gün 75 yaşındaki kızı Fadime ölünce kulağına bağırırlar:
- Hanife hala Fadime öldü.
- “Eeee. Elbet ölecekti. Ne zamanun Fadimesi” der ve ağlamaz fakat kocasının ölümü haber verilince çok üzülür.
- Bu kadar yıl doyamadın mı? diye soranlara da cevap olarak:
- Çorba mi idi ki doyaydum?
PAŞABAHÇE 33
Pazar’ın bir köyünde genç delikanlı üzerine bir korku geldiği için annesi tarafından okuması için hocaya götürülür.
Hoca çocuğu dualarla okuduktan sonra cam bardağa su doldurur ve bütün dikkatini vererek içine bakmasını söyler. Çocuk bakar, bakar fakat hiçbir şey göremez. Hoca ısrar eder, iyice bak diye. Çocuk bir daha bakar ve:
-Hocam, gördüm gördüm der.
Hoca:
-Ne gördün? diye sorar.
Çocuk heyecanla cevap verir:
-Paşabahçe 33... (Bardağın altındaki damgadır gördüğü)
İNADINDAN ELDİ
-Hoca Memet eldi
-Sapasağlam adam idi, niye eldi?
-Acindan eldi
-Uşağum hiç bi Laz acindan elmez. Soylesaydi hepumuz yardim ederduk oğa.
-Utandi demağa.
-Gördun mi. Acindan değil inadindan eldi.
RIDVAN DİLMEN'DEN BİR ANI
Fenerbahçe’de oynarken kamptayız.
Öğle yemeğinde takım olarak buluştuk. Servisin yapılmasını bekliyoruz.
Karşımda Rizeli Hasan Vezir, sağımda ise Kaptan Müjdat Yetkiner var. Müjdat ve benim en sevmediğimiz şeylerin başında, boş tabağa sürtülen çatal ve onun çıkardığı ince iç gıcıklayan ses gelir. Bunu çok iyi bilen Hasan Vezir, gözlerimizin içine baka baka çatalı tabakta bir oraya bir buraya gezdirip duruyor. Sonunda Müjdat dayanamadı patladı;
“Beni ayağa kaldırma.”
Hasan’dan ise fıkra gibi cevap geldi;
“Sana yapmıyorum ki... Rıdvan’a yapıyorum.”
Bu site içeriği Erenet tarafından güçlendirilmiştir.